BASEL EULER Otel´de kahvaltıdan sonra Ali Tosun Mehmet ve Güngör Dostlar bize harçlık verdiler ve bizi Gothart Otel´e götürdüler. Orası yatmak için daha uygun fiyatı varmış bir de sahibi Türk kadın rahmetli ECEVİT´İN Okul Arkadaşıymış, sosyalist düşünceleri savunuyormuş.
Oraya yerleştik, yavaş yavaş iş bakmaya başlıyoruz tabii çoğunlukla Restoranlarda iş soruyoruz. Çünkü mutfak işleri için ancaki bizleri onlar alabiliyorlar zaten bizimkilerde hep o işlerde çalışıyorlardı.
Birkaç gün sonra Alican Ağbim geldi rahmetli Ağabeyim Hüseyin ve Kazım Ağbim onlarda Almanya’da çalışıyorlardı. O zaman Alican Ağbimle bana bol harçlık göndermişler. Alican Ağbim Babalık Ali Rıza´yı Almanya’ya götürdü. Geriye kalan bizlerde Otele yakın bir park var orda zamanımızı geçiriyoruz. Benle Hasan Ağbim gidiyoruz ekmek bir de biz öğrenmişiz pişmiş tavuğa “Pule” diyorlar, oda bize çok kolay. Çünkü Hıdır Dolu, yani EMEKTAR Köyümüzün Münübüscisinin ablasının adıydı, bize çok rahat geldi. Grilde tavuklar dönüyor nar gibi kızarmış biz hayatımızda ilk defa böyle tavuk görmüşüz parkta oturuyoruz ekmek ve tavuk sıcak sıcak öyle hoşumuza gidiyor ki küçük kemikleri bile kıtır kıtır çiğneyerek yutuyoruz.
Babalık Ali Paşa bize tatlı tatlı anlatıyor espriler uyaklar bol bol gülüyoruz. Sokakta gezerken Kazım Ağbim biraz perişan halde bir elini ceketin cebine bir ellini de pantolonun cebine koyarak dolaşıyordu. Bende öyle yapma polisin dikkatini üzerimize çekiyorsun bizi yakalar gönderirler o da bana kızıyordu Babalık Ali Paşa beni destekliyordu rahmetli Hıdır Ağbim de bize gülüyordu.
Biz orda altı kişi kalmıştık Babalık Ali Paşa, Hıdır Ağbim, Hasan Ağbim, Kazım Ağbim ve Paşa Yıldız (Enişte) ve bizim orada da çok güzel anılarımız oldu birbirimize destek olduk zaman baya ya geçti iş bulamıyoruz dil bilmiyoruz bize yardımcı olan dostlarda çalışıyorlar onlarda fazla dil bilmiyorlar.
Neticede bir gün Restoranda oturuyoruz biri masamıza selam verdi yanımıza oturdu bize Arkadaşlar ben Aydınlıyım burada işçiyim adım H. HÜSEYİN LUZERN KANTONUNDA Çiftçilikte işçi arıyorlar kim çalışmak istiyorsa ben götürürüm işe koyarım ama 400 Markınızı alırım çiftlikte işçi olmanız çok yüksek ben gelirim dedim öbür arkadaşlarım çiftlik işi çok zor olduğu konuşuluyor onun için kimse cesaret edemiyor bindik trene ve NOTWİLDE yendik. Oradan da köyleri geze geze ve iş sora sora sabah ondan akşam altıyı bulmuş. BUTTÜSHOLZ KÖYÜNDE Bir çiftlikte sorduk Adam evet bize bir işçi lazım isçisi askere gidiyormuş konuştular H. Hüseyin bana anlatı seni işe alacaklar ayda 400 Frankta aylık veriyorlar ne diyorsun. Bende kabul ettim çünkü tüm umutlar tükendi. Adamın parsını verdim teşekkür ettim adam gitti. Bende bir Almanca Türkçe kitap almışım Almanca öğrenmeye çalışıyorum. Patronumun Adı Herman Portman karı koca başka kimsesi yok neyse işe başladım sabah beşte işbaşı akşam sekize kadar mesai yalnız günde 4 öğün yemek, iki ana öğün ikide ara öğün yemekleri yer yemez hemen kalkılırdı dinlenmek yok, dedikleri doğruymuş işi baya ağır ve mesai saati çok uzundu 40 sağmal inek 100 domuz 3 at vardı sabah 5´ten 10´a kadar hayvanları bakımı ineklerin sağımı ondan sonrada traktöre binilerek ormana gittik ilk günüm Ormanda kesime gelmiş ağaçları kesip yerine yeni fideler dikilecek Ormana çok önem veriliyordu. Patronla beraber Ormana gittik, motorlu hazırladı büyük ağaçları kesti çoğu çamdı bana baltayı verdi bunları budamamı tarif eti ve kendisi eve gitti saat dörtte gelir seni alırım, tabii işaret diliyle anlıyorum.
Saat dörtte geldi ağaçlara baktı kestikleri ağaçları (ZONEMADE VATENE, KERGU PURT KENE, MİKİ JE KERGU DAR PÖRO PURTKERDE.) Patron, “gut gut” dedi çok güzelmiş gut demek. Traktöre bindim hayvanların bakımına başladık 4´ten 8´ze kadar.
Artık iş akışı her gün böyle devam ediyor yalnız budamada çok hızlı baltayı vurmuşunki sağ kolum bilekte baya şişmiş kadın bileğimin şişini fark etmiş eczaneden krem ve sargı bezi almış koluma sürdü ve güzelce bağladı, beni bir çocuğu gibi sevdiler ve bende çalışıyordum. İkiside ölmüşler Allah Rahmet etsin bana çok emekleri ve iyilikleri oldu. Neticede bana bir gün karı koca Ali biz seni işçi yapmak istiyoruz senin Türkiye’ye gitmen gerekiyor Polise müracaat ederiz sana oturum yani çalışma müsaadesi alacağız, seni Türkiye’den istek yaparak getireceğiz. Oturum sana gelirse rahat uçakla gelir çalışırsın bende biraz Almanca öğrenmişim onlara Almanya’da Ağbimler var oraya gitsem yakın oluyor daha iyi olmaz mı olur hem de daha iyi olur dediler, adreslerini verdim. Patron beni arabasına bindirdi LUZERN Tren Garında bana gidiş dönüş iki ay geçerli bilet aldı beni trene bindirdi bilet parasını da kendi ödedi gittim Basel’de indim. Çünkü ben daha kaçak olarak geziyorum Alman sınırında beni geri çevirirler İsviçre Polisine teslim ederlerse Riziko olur en iyisi kaçak yollardan gitmek. Gittim OTEL EULER´E Ali Tosun ve Mehmet Güngör Dostlara sorayım kaçak yollardan gitmek için bilgileri var mı Restoran’a oturdum bir kahve içiyorum. İki kişi geldiler bana, sen Türk müsün evet oturdular masama onlara da kahve söyledim. Bana biz Almanya’da çalışıyoruz orda işçiyiz Basel’e gezmeye geldik acıktık tavuk yemek istiyoruz ama burada tavuğun başka bir adı var, biz bilmiyoruz. O kolay ben size yardımcı olurum serfiz kızını çağırdım, söyledim adamlar yediler. O arada bunlara durumumu anlattım benim kaçak gitmem lazım onlarda bana o iş kolay biz Ren Nehir’in öbür yakasında “Söküngen” kasabasında oturuyoruz. Ren Nehir’in üstünde Ahşaptan Tarihi bir Köprü var Polis Köprünün Almanya yakasında kulübede oturuyor. Biz polisin önüne girer onu meşgul ederek sen arkamızdan geç ilerde bizi bekle tamam dedim katlık adamlarla gittim aynen taktik uyguladık ve geçtim Almanya’ya adamlar geldiler beni kaldıkları bekar hayımlarına çay kahve içtik o arkadaşlarda ikiside Denizli İlinden tesadüfe bakın bir Aydınlı bunlarda Denizli. Zaman gurbetçi emekçi birbirine çok yardımcı oluyorlardı insan ayrımı ırk inanç sorgulaması yoktu.
Sağ olsunlar beni aldılar tren istasyonuna gittik danışma sordular bu arkadaş “Mannhaim, Biblise” gidiyor nasıl gidilecek nerelerde aktarma olacak kaçıncı peronda binecek ve saatlarıyla beraber tek tek yazdılar ve elime verdiler. Zaten Patronum bana bileti almış o biletle devam ediyorum.
Söküngende bindim Freiburg´ta indim ikinci peronda Mannhaim Trenine bindim orda indim Biblis Trenine bindim orda indim oranda da taksiyle Ağbilerin çalıştığı Atomwerk inşaat firmasına gittim işçi barakalara. Orda çok Türk çalışıyordu birisine sordum bana barakayı gösterdi tabi Ağabilerimin benden haberleri yok. Kapıdan içeri girdim beni görünce şaşırdılar sarıldık birbirimize tabii ben baya duygulandım hüngür hüngür ağladım.
O anları hiç unutamıyorum neticede üç hafta sonra Patronum oturumumu gönderdi tabii sevindim ve tekrar trene binerek LUZERNDE yendim gittim işime devem ettim ve derin bir of çektim rahatladım.
Bunları niye böyle detaylı yazdım tüm gurbetçi canlarımızın bilhassa benim gibi gidip Avrupa kapılarında umut arayanlar bilirler aşağı yukarı aynı sorunlarla karşılaştıkları malum. Orda doğanlar orda büyüyenler bilmezler bu çilelerimizi onlar bilsinler neler çektiğimizi diye yazdım.
Bir de Türkiye’deki bazı fırsatçılar pusuya yatmışlardı avcılar gibi Almancıları bekliyorlardı gelsinler bunları nasıl kandırır elinde avucundakileri alalım diye Almancıların öyle rahat para kazanmadıklarını bilsinler diye… Bu çileleri gurbetçi emekçi işçiler çekmeseydi Türkiye’ye oluk oluk Dövizler akıtmasaydı Türkiye’dekilerin hali nice olurdu, varın siz düşünün.
Her gurbetçi kendi çevresindeki insanlara faydaları ve yardımları hiç unutulmamalı.
Biz gurbetçiler el kapılarında anlımızın teriyle kazandık, hep emek ve emekçilerin yanında durduk azimli gururlu duruşumuzu koruduk.
Ailemizi hiç ihmal etmedik!
Ben Aileme iyi bir Aile Reisi olduğuma inanıyorum iki kızım iki oğlum var tam bir Alevi inancı ve kültürüyle yetiştirdiğime inanıyorum. Bizi hiç utandırmadılar hiçbir kötü alışkanlığı olmadı en az sigara bile içmiyorlar. Dördü de okudular şükür iyi meslekler kazandılar hepsi de çalışıyorlar, evliler mutlular.
Ben çocuklarımdan gurur duyuyorum.
Sevgili eşim Elif çok iyi bir eş ve iyi bir Anne, birbirimizi hiç yüzmedik mutlu bir Aile yaşamız oldu.
Bizleri yad ellerin kapısında hayatımızı ortaya koyarak umut aratanlar utansınlar.
YAŞASIN TÜM GURBETÇİ VE EMEKÇİ CANLARIN MUCADELESİ HAKÇA BİR DÜZEN İÇİN.
BÖYLECE UMUDA YOLCULUK, UMUTLA SONUÇLANMIŞ OLDU.
TEKRAR BURDA ADI GEÇEN YOL ARKADAŞLARIM HAKKA YÜRÜMÜŞ CANLARIN ANISI ÖNÜNDE SAYGIYLA EĞILİYORUM, ALLAHTAN RAHMET DİLER MEKANLARI CENNET OLSUN NUR IÇİNDE UYUSUNLAR. HAYATTA OLAN CANLARADA SAĞLIK VE ESENLİKLER DİLİYORUM.
HEPİNİZE YENİ YILDA SAĞLIK HUZUR VE BARIŞ DOLU YILLAR DİLEĞİYLE, BIMMANE WEŞİYEDE.
ALİ AKSU HEKİMOĞLU 🙏🙏🙏🤝
Alevilik Austurya Dağcı Grubu Basından Köşe yazıları Bilgilendirme Bireysel Paylaşımlar Bulmuş & Palanga Doğayı Koruma ve Ekoloji Duyuru: Cem ve Aşevi İç Dekorasyon Duyuru: Genel Köy Duyuru: Köy Meclisi Duyuru: Toplantılar Duyuru: Yas ve Taziye Duyuru: YYY- Yeni Yerleşim Yeri Etkinlikler: Avusturya Etkinlikler: Erzincan-Köy Etkinlikler: İstanbul Etkinlikler: İsviçre ve Fransa Fıkralar Genel Genel Kültür Genel Paylaşımlar Genel Çözümlemeler Geçmiş olsun ziyaretleri Güncel Haberler Hakk´a yürüyenler Köyden yaşam hikayeleri Mediatek Muzik Tarih Tebrikler Yaşamdan Öğreti Zazaca Şiir