Alican amca (Babalık) mahallemizde; kadınlar aralarında konuşuyor “eri vane Alcan amu” Biz çocuklar için, her gelen gurbetçi, şeker demekti. Köyün ortasına doğru koşar adımlarla gidiyorum. Alican amca (babalık) gelmiş. Bu gurbetçi gelişleri tüm çocuklar için sevindirici, güzelliklerdi. Köyün ortasına geldim, taş duvarlarla örülü bahçe kapısına geldiğinde, konağın önünde kalabalığı gördüm, kısa bir süreliğine duraksadım, bu tedirginlikten sonra, kalabalığa doğru yürüdüm. Babalık gelmiş konağın kapısında sandalyede oturuyor. Her zaman olduğu gibi etrafı insan kalabalığı, konuşması ile insanları kendine hayran bırakmış, etrafındaki insanlarla sohbet içinde, kalabalığın arasından sıyrılıp. Babalık hoş geldin deyip eline yapıştım, öpeyim Babalık, nazikçe elini uzattı. Etrafındaki komşularla muhabbet içinde, şöyle göz ucu ile bana bakıp, yanındakilerle bu kimin oğluydu. Merakla sordu çünkü elini öpmek isteyen çocuk ona (Babalık) diye hitap ediyor. Bu sıfat bizim toplumda çok önemli ve kutsallarınızdan biriydi. Yanındakiler Haydar’ın (Heyderi çe Hesen Hekimin) oğlu dediler, şeker verin çocuğa. Gözlerimin içi parlıyor, zaferler kazanmış komutan edası ile, hakım olan şekeri aldım, iki tane şekerin birini hemen açıp ağzıma atım, ikincisini cebime koydum. Şeker kâğıdı öyle güzel parlıyor ki yere atmaya kıyamıyorum, hemen parmağıma yüzük şeklinde sardım. Kenarda duran diğer çocukların yanına geçtim. Hane halkının çocuklarına bir öz güven gelmiş, ses tonları heyecan doluydu. Amcaları gelmiş Almanya’dan bir değişik görünüyorlardı gözüme, bu haklı bir gururdu onlar için. Bugün o gururlu çocukların gözleri buğulu boğazlarında yutkunamadıkları, şekerleri var. Her gidenin arkasında, kalanların mutlaka söyleyeceği sözleri vardır, her giden erken gitmiştir. Yıldızlar Yoldaşın olsun BABALIK.
Hazırlayan ve Paylaşan: Ali Haydar Hekimoğlu